Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Okuyorum: Bir Evlilik Komedisi- Sinan Akyüz,

Resim
Çağımızın en büyük korkusu belki de şu 'evde kalmak' olayıdır. İşte, Sinan Akyüz de tam olarak bu konudan bahsetmiş. Korku evde kalmak mıdır, hâlâ evlenemediği için yaşadığın o kaygı mıdır, bilinmez; başınıza 'anne ve komşu çevresi' olaylarını katıyor. En azından Bir Evlilik Komedisi'nde bundan bahsetmiş yazar. Bu, kitabın yorumu değil; keyif alarak okuduğum sayfalardan çıkardığım bir düşünce. Bence yazar, çağ sorunlarına ve o dönemin yaşamlarına ayak uydurmayı müthiş biliyor. Öyle, daha önce okuduğum kitabında bunu okura çok iyi yansıttığını gördüm ben! Bunca zaman neden okumadım, dediğim de oldu tabii. Ama geç de sayılmaz bence, siz de bir an önce okuyun derim. Özellikle aynı kalemden sıkılmış okurlar için birebir, akıcı ve sizi sıkmayan bir anlatım tarzı ile karşılaşacaksınız. Bir deneyin ve bakın bakalım fikrimiz uyuşuyor mu? Yorum zamanında burada buluşmak üzere!  Güzel düşüncelerinize selam olsun.  Turuncu Kız. 

İçimden Geldi...

Resim
⚫Birkaç küçük değişiklik isteyenler, kendi çaplarında birer dekorasyondan farksızdır. ⚫ Sade ve şık olup, süslü ve çirkin düşünceler birer konuşma şeklidir. ⚫ Kendilerinden farksız insanlar, kendileriyle farklı ve bütünleşmemiş insanlar gibi susuz ve aç değillerdir. ⚫Tek bir şeye değil, bütüne odaklanmak lazım, biz insanların. Hayat tek noktadan ibaret değil. Tut kalemini, bırak yayılsın mürekkebi kağıda. Bazen renkleri karıştırmak gerekir, diğer renkleri de görebilmek için. Bakış açınızı yansıtın.  Bunlar ufak görünse de aslında çok büyük şeyler. Farkında olmadan kendimizi alıştırıyoruz. Yapmayın, yalandan dünyanızdan çıkın ve kendiniz olun. Kendinizi bile daha çok seveceksiniz! ⚫ Güzel olmak için çabalamayın! Güzel görünün! Sadece paylaşmak istedim, içimden geldi! Turuncu Kız. 

Benim İçin

Resim
Havaların soğumasını, yağmur yağmasını ve kış gelmesini kimse istemese de, serinleten sıcaklardan sonra rahat bir nefes aldıran sonbaharı sevmemek mümkün değil! Yaprakları hışır hışır hışırdarken, gönül sarısı gibi olur ortalık. Ormanlardaki sarı ve turuncu renklerle yağmur eşliğindeki yürüyüşler gelir akıllara.  Mis gibi toprak kokusu sarar etrafı, hüznün solukluğu hâkimdir bulutlarda. Peki insanlar? Gerçekten sever mi sonbaharı, yoksa bir özenti toplumun ayak uyduma şekli midir tüm bunlar? Ben kendi adıma konuayım: En çok turuncu renginin hakimiyeti görülür bu mevsimde. Turuncu, bu noktada benim için her şeyi kaplar. Sormayın ya da merak etmeyin ne olduğunu. Her şey diyorum çünkü bazen kitap, bazen ise yiyecektir. Sevdiğim bir çikolata gibi de olabilir, bilmiyorum...  Aslında içimi döküp yazmak istediğim çok şey var ama burada olmaz. Önce biraz zaman lazım, tanışıklık lazım. Birazcık da keyif.   E, o zaman keyifli bir gün olsun!  Not: Ara ara beni böyle görürsünüz,