Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öykü: Kader

Güneş, bulutların arasından bir saat kadar önce yükselmişti. Orman şimdi kapkara görüntüsünden çıkıp gri olmuştu. Bütün gece koşmama rağmen ayaklarımın hâlâ beni taşıyor olmasına bir anlam veremiyordum. Her adımımda benden toprağa bir iz bırakışım, sanki yaşadığım ve yine bundan sonra yaşayacağım kaderimin arasında bir geçitti. Olanlar için üzgündüm ama aynı zamanda içimde garip bir heyecan vardı. İç geçirdim. Bir an düşündüm. Uyumayalı uzun zaman olmuştu, bunu hissedebiliyordum. Bir adım daha atıp sırtımı ağaca yasladım ve toprağın üzerine oturdum. Sanki kader bana, hayat boyu yapmayacağına yemin ettiğim şeyleri son yirmi dört saattir yaptırıyordu. Belki dünya tersine dönmüştü. Belki bu her şeyin tam tersi olduğunu açıklayabilirdi biri, zaman bana dün  yanın en kötü şeyiymiş gibi görünmeseydi eğer. Ahh!  Hissettiklerimin ne olduğunu söyleyebilirim kendime: Korku ve ölüm. Korku, hissettiğim en korkunç şeydi ve ölümle beni burun buruna bırakan gerçek ve hayal gücüm arasındaki